Türkiye’de Startuplar İçin Devlet Teşvikleri: Girişimcilik ekosisteminde fırsatlar ve gelecek perspektifi

Ali Aras Yıldırım

The Street Finance

Türkiye’de girişimcilik ekosistemi, son yıllarda hızla gelişen teknoloji sektörü, yenilikçi iş fikirleri ve artan yatırımcı ilgisiyle birlikte önemli bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün temel taşlarından biri, devlet tarafından sağlanan çeşitli teşvik ve destek programlarıdır. Teşvikler, girişimcilerin ilk kuruluş aşamasından ölçeklenme sürecine kadar farklı ihtiyaçlarına hitap eden yapısıyla, sermaye oluşturma, Ar-Ge kapasitesini geliştirme ve ticarileşme adımlarında kritik rol oynuyor. Özellikle teknoloji odaklı startupların sayısının artmasıyla hem hibe hem de yatırım tabanlı desteklerin etkinliği giderek daha fazla önem kazanıyor. Gelin bu destekleri birlikte inceleyelim.

KOSGEB Girişimci Destek Programı

Türkiye’deki en bilinen desteklerden biri KOSGEB Girişimci Destek Programı. Bu program, yeni kurulacak işletmelere kuruluş ve iş geliştirme süreçlerinde finansal katkı sağlayarak girişimcilerin risklerini azaltıyor. Programa başvurabilmek için e-Devlet üzerinden ücretsiz girişimcilik eğitimini tamamlamak ve işletmede en az yüzde 50 ortaklığa sahip olmak gerekiyor. Gerçek kişi işletmeler için 10.000 TL, sermaye şirketleri içinse 20.000 TL kuruluş desteği sağlanırken, genç, kadın, engelli, gazi veya şehit yakınlarına ek olarak 10.000 TL ilave destek veriliyor. Ayrıca personel giderleri için üç yıl boyunca yıllık brüt asgari ücret tutarında geri ödemesiz hibe imkânı bulunuyor. İş geliştirme aşamasında ise yüzde 80 oranında, 1,5 milyon TL’ye kadar geri ödemeli destek sağlanarak işletmelerin büyümesi ve gelişmesi destekleniyor.

1812 BİGG Yatırım Tabanlı Girişimcilik Programı

Bunun yanında TÜBİTAK’ın girişimcilere sunduğu 1812 BİGG Yatırım Tabanlı Girişimcilik Programı, fikir aşamasındaki projelerin hayata geçmesini ve ticarileşmesini hedefliyor. Üniversite öğrencileri, üniversite mezunları ya da lisans sahibi teknoloji girişimcilerinin başvurabildiği bu program, hızlandırma, tohum öncesi ve tohum yatırım aşamalarını kapsıyor. Yüzde 3 hisse karşılığında 900.000 TL tutarında geri ödemesiz hibe sağlanırken, mentorluk ve yatırımcı ağına erişim gibi ek avantajlar da sunuluyor. Programın çağrıları dönemsel olarak açıldığından, girişimcilerin TÜBİTAK duyurularını düzenli olarak takip etmeleri büyük önem taşıyor. 2025 2. çağrısı 30 Haziran tarihinde kapandı. Benzer yatırım programların ilk çağrıları mart aylarında yapılıyor. Açık çağrılar kısmından açılan programları inceleyebilirsiniz.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB), diğer adıyla teknopark ve teknokentler, girişimcilere uzun vadeli avantajlar sağlayan bir başka destek programı. TGB’lerde faaliyet gösteren firmalar, 2028 yılına kadar (bir sonraki düzenleme yapılana dek) gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutuluyor, ayrıca yazılım satışları için KDV ödemiyor. Ayrıca Ar-Ge ve tasarım personelinin işveren SGK priminin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanıyor. Temel bilimler mezunlarına iki yıl boyunca asgari ücret düzeyinde destek sağlanması, bu ekosistemlerin yetenek çekme potansiyelini de artırıyor. Kuluçka merkezleri aracılığıyla girişimciler, maksimum 36 ay boyunca uygun maliyetli ofis ve altyapı hizmetlerinden faydalanabiliyor. Bu özellikleriyle TGB’ler, yenilikçi fikirlerin sürdürülebilir şekilde büyümesi için ideal bir ortam sunuyor.

TÜBİTAK programları

Daha ileri aşamadaki teknoloji firmaları için TÜBİTAK’ın 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı ve 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı da önemli fırsatlar yaratıyor. 1501, proje bazında yenilikçi teknolojik geliştirmeler yapmak isteyen orta ve büyük ölçekli KOBİ’lere yüzde 75 oranında hibe imkânı sağlarken, destek süresi proje bazında 36 aya kadar uzayabiliyor. 1507 ise Ar-Ge deneyimi bulunmayan küçük ölçekli firmalara yönelik tasarlanmış ve firmaların ilk beş projelerinde yüzde 75 oranında hibe desteği sunuyor. Böylece hem proje bazlı kültürün kazandırılması hem de Ar-Ge odaklı girişimciliğin tabana yayılması hedefleniyor.

Geleceğe bakış

Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminde devlet destekli programlar, sadece finansal kaynak sağlamanın ötesinde, mentorluk, altyapı ve yatırımcı ağı gibi tamamlayıcı unsurlarla kapsamlı bir destek mekanizması sunuyor. KOSGEB’in kurulum aşamasında sağladığı teşvikler, TÜBİTAK’ın BİGG ve Ar-Ge programlarıyla birleştiğinde, fikir aşamasından ticarileşmeye uzanan bir yol haritası oluşturuyor. TGB’lerin sunduğu vergi ve kira avantajları ise uzun vadeli büyüme ve sürdürülebilirlik açısından kritik bir ekosistem sağlıyor.

Önümüzdeki dönemde, bu teşviklerin dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve global yatırım ağlarıyla entegrasyonunun artması bekleniyor. Özellikle Avrupa Birliği fonları ve uluslararası yatırımcılarla ortak projelerin çoğalması, Türkiye’deki startupların global rekabet gücünü artıracaktır. Girişimcilerin, çağrı takvimlerini ve başvuru koşullarını yakından takip ederek stratejik hareket etmesi hem bireysel başarıları hem de ülkenin inovasyon hedeflerine katkıyı güçlendirecektir.