Halka açılmayı planlayan şirketlerin dikkat etmesi gereken konular ile ilgili geçen hafta başladığım yazı dizisinin ilk yazısında, halka arz süreçlerinin 2024 yılındaki genel durumu ve mevzuat değişikliklerine odaklanmıştım. Bugün, serinin ikinci yazısında, yüksek enflasyonun halka arz süreçleri üzerindeki etkilerini, şirketlerin ve denetim firmalarının karşılaştığı işyükü artışını, finansal tabloların yeniden düzenlenmesi gerekliliğini, şirket değerlemelerinde yaşanan problemleri ve TMS 29’un uygulanmasıyla ortaya çıkan zorlukları ele alacağım.
Son yıllarda dünya genelinde ve özellikle ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ekonomik dinamikleri etkileyen önemli bir faktör. 2024 yılında halka arz süreçlerini de etkileyen önemli gelişmeler arasında yer alan yüksek enflasyonun yol açtığı sonuçlar birçok çalışmayı etkileyecek gibi görünüyor.
TMS 29’un getirdiği zorluklar ve halka arz süreci üzerindeki etkileri
Yüksek enflasyonun getirdiği zorluklar, Sermaye Piyasası Kurulu’nu (SPK) Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) 29’u detaylı bir şekilde incelemeye, halka arz süreçleri üzerindeki etkilerini analiz etmeye ve buna yönelik önlemler almaya itti. TMS 29’un halka arz süreçleri üzerindeki etkileri ve bu durumun şirketler, denetim firmaları ve piyasa değerlemeleri üzerinde yarattığı baskıları ele almakta fayda var.
Yüksek enflasyon ortamında, TMS 29’un uygulanması, halka arz süreçlerine yeni bir boyut getiriyor. Bu standardın uygulanması, şirketler ve denetim firmaları için önemli bir işyükü artışına neden olurken, aynı zamanda geriye dönük karşılaştırmalı finansal tabloların yeniden düzenlenmesini zorunlu kılıyor. Bu durum, şirket değerlemeleri açısından bazı problemlere yol açıyor. Özellikle, pazar çarpanlarının belirlenmesi sürecinin karmaşıklaşması ile karşı karşıya kalınıyor. FD/FVAÖK, FD/Net Satışlar, F/K gibi değerlemede kullanılan çarpanlar, benzer şirketlerin enflasyon etkisiyle düzeltilmiş çarpanlarına ihtiyaç duyuluyor. Ancak, şu ana kadar çok az şirket 31.12.2023 finansal tablolarını yayınlayabildi, bu da şirketlerin ve aracı kurumların kullanabileceği yerel veri setlerinin eksikliğine yol açıyor.
Halka arzda dikkate alınması gereken yeni değişkenler
2024 yılında halka açılmayı planlayan şirketlerin artık dikkate alması gereken daha çok değişken olduğunu söylemek yanlış olmaz. Halka açılmayı planlayan şirketler artık enflasyon ve faiz oranlarının yanı sıra, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim (ÇYS) ve jeopolitik gibi daha fazla değişkeni dikkate alması gerekiyor. Bu değişkenler, şirketlerin halka arz stratejilerini belirlemede kritik bir öneme sahip ve gelecekteki halka arz başarılarını etkileyebilir. Özellikle ÇYS kriterleri, yatırımcılar tarafından giderek daha fazla önemseniyor ve şirketlerin piyasa değerlemeleri üzerinde belirgin bir etkiye sahip oluyor.
Önümüzdeki dönem beklentileri
Halka arz süreçlerinde yeni zorlukların ve değişkenlerin ön plana çıktığı bir dönemin içindeyiz. 2024 yılında halka arz süreçlerinin nasıl evrileceği, yukarıda belirttiğim mevzuat değişiklikleri ve ekonomik değişkenlerin ışığında şekillenecek. TMS 29 ve yüksek enflasyonun getirdiği meydan okumalar, şirketlerin ve piyasa oyuncularının adaptasyon yeteneklerini test ediyor. Yatırımcılar ve halka açılmayı düşünen şirketler için, bu değişkenleri ve potansiyel etkilerini anlamak, başarılı bir halka arz stratejisi geliştirmenin anahtarı olacaktır. ‘2024 halka arz trendleri’ yazı dizisinin gelecek yazılarında, ÇYS, faiz oranları ve jeopolitik gibi diğer önemli değişkenlerin halka arz süreçlerine etkilerini daha detaylı bir şekilde ele alacağım. Halka arz süreçlerinde başarılı olabilmek için, bu yeni dinamiklere uyum sağlamak ve stratejilerimizi buna göre şekillendirmek zorundayız.